Fatima, Türkiye’de Mezopotamya ile modern tarihin harmanladığı adres oluyor. Fatma Semiz tarafından Nişantaşı’nda hayata geçirilen marka, kısa sürede semtin gözde mekânları arasına girmeyi başarıyor. Hikâyesini ve konseptini dinlemek üzere bir araya geldiğimiz Semiz, ”Fatima bir aşk hikâyesi” diyor.
Bir Ankara firması olarak geçtiğimiz Ekim ayında İstanbul’da ilk şubesini açan Fatima 1932, kısa sürede merak edilenler listesine girmeyi başarıyor. Fatma Semiz, markanın hikayesinden söz ederek, ’Fatima 1932’, adını 1932 yılında doğan ve 32 yaşında vefat eden babaannemden ve Mezopotamya tarihinden alıyor” ifadelerini kullanıyor.
“Hep ülkemizi iyi tanıtabilecek bir marka hayalim vardı”
Markanın kurucusu Fatma Semiz aynı zamanda sivil toplum kuruluşlarında da yer alıyor. Ankara Genç İş Adamları Derneği’nin (ANGİAD) ilk kadın başkanı olan Semiz şu anda ise İç Anadolu Genç İş Adamları Fedarasyonu’nun (İÇGİAF) Başkanlığı görevini yürütüyor. Esasen İnşaat Mühendisi olan başarılı isim, “Hep ülkemizi iyi tanıtabilecek bir marka hayalim vardı” diyen Semiz, “Yeme içme sektöründe Fatima ile birlikte birkaç mağazamız daha var. Dört senedir de bu marka üzerine çalışıyorum. Aslında biz Fransa’da Laduree ve Rusya’da Cafe Pushkin’den sonra, Türkiye’de Fatima olarak çıkış yapmak istiyoruz” açıklamalarında bulunuyor.
Mezopotamya kültürüyle yeni moderni birleştiriyor Fatima 1932. Tamamen bir konsept projesi olan markanın Nişantaşı’ndaki şubesinde yemek menüsü de bulunuyor. Şef Cem Erol yorumuyla günün her anına eşlik eden mekân, Avrupai bir Türk kahvaltısıyla öne çıkıyor. Semiz, çok sevilenlerden söz ederek, “Lokumda, brownie’li bir lokumumuz var, gül yapraklı lokumlar da en çok satanlar arasında. Çikolatalarımızda ise şekilli üç boyutlu çikolatalarımız var ve birçok insanın dikkatini çekiyor. Fakat çikolatada en çok karamelli, cevizli tercih ediliyor. İmza lezzetimiz de ise; kadayıflı lokum, içi çikolatalı bize has bir ürün. En büyük özelliğimiz her şeyin el yapımı olması, kesinlikle fabrikasyon bir ürünümüz yok. Öte yandan ürünlerimizde herhangi bir gıda maddesi, kokolin ya da glikoz gibi ürünler bulamazsınız” diyor.
Fatima 1932; şık dekoru, renkleri ve lezzetleri ile turistlerin de ilgisini çekiyor. Öyle ki mekânın kapısının önünde biriken kuyrukları görmek de mümkün. Markanın her aşamasında titizlikle çalıştıklarını belirten Fatma Semiz, “Hiçbir yerden esinlenmedik. Her şey bize özgü. Tabii sonrasında taklitler çıkabiliyor. Avrupalılar çok geliyor ve çok daha özel bakıyorlar markamıza ve ürünlerimize. Mesela Japonların da çok dikkatini çekiyoruz, Ruslar aşırı ilgi gösteriyor, hiç beklemediğimiz ülkelerden değişik tepkiler alıyoruz ama genel olarak bir benimseme, aşırı bir sıcaklık var ve sevilen bir marka oluşturduğumuzu düşünüyorum” ifadelerini kullanıyor. Fatima 1932, Türk kültürünü dünyaya yayma misyonuyla yola çıkıyor. Öncelikle sağlıklı ürünler çıkarmayı hedeflediklerini belirten başarılı isim son olarak, 52 ülkede markanın patentini aldığını vurguluyor.